Son Yayınlar

6/recent/ticker-posts

Ad Code

Responsive Advertisement

İNGİLİZCE YER EDATLARI DETAYLI KONU ANLATIMI

İngilizce yer edatları ve örnek cümleler
İngilizce yer edatları ve örnek cümleler

     İngilizcede yer edatları (prepositions of place), bir nesnenin veya kişinin başka bir nesneye veya kişiye göre konumunu belirtmek için kullanılır. Bu edatlar, bir şeyin nerede olduğunu, nasıl konumlandığını veya başka bir şeyle nasıl ilişkili olduğunu anlatmamıza yardımcı olur. Yer edatlarını anlamak, İngilizce konuşurken ve yazarken daha net ve doğru ifadeler kullanmamızı sağlar.

    Bu yazıda, İngilizce'de en sık kullanılan yer edatlarını Türkçe karşılıklarıyla birlikte öğreneceğiz. Her bir edat için örnek cümleler vererek, kullanımlarını daha iyi anlamanıza yardımcı olacağız. İlk olarak yer edatlarının toplu bir listesi ile başlayalım.

İngilizcede en sık kullanılan yer edatları:

  1. In : İçinde 
  2. Inside : İçinde, içerisinde
  3. Within : İçinde (Sınıra dayalı)
  4. Above : Üzerinde 
  5. On : Üzerinde 
  6. Over : Üzerinde
  7. At : -de ,-da (Belirli bir noktada)
  8. Between : Arasında (iki şeyin arasında)
  9. Among : Arasında (bir çok şeyin arasında)
  10. Under : Altında
  11. Below : Altında
  12. Outside : Dışında, dışarısında
  13. Next to : Yanında, bitişik
  14. Behind : Arkasında
  15. In front of : Önünde
  16. Near : Yakınında
  17. Opposite : Karşısında
  18. Around : Etrafında, çevresinde


    İngilizceyi yeni öğrenen birisiyseniz, bu liste size çok uzunmuş gibi gelebilir. Hiç endişeniz olmasın, kullanım şekillerini gördükten sonra ne kadar basit olduklarını sizde fark edeceksiniz. İlk olarak benzer anlamlar taşıyan ancak kullanım yeri olarak farklı amaçları olan kelimelere bakalım.

In: İçinde

  • Bir şeyin genel olarak içinde bulunduğunu belirtir. 
  • Çok geniş bir kullanım alanı vardır.
  • Hem fiziksel hemde soyut durumlar için kullanılabilir. Bu listede yer alan en kapsamlı ve yaygın kullanılan edattır.
Örnek cümleler : 

        The keys are in the drawer. - Anahtarlar çekmecenin içinde. (Fiziksel yer)
        She lives in Paris - O, Paris'te yaşıyor. (Fiziksel yer)
        I will finish this in ten minutes. - Bunu on dakika içerisinde bitireceğim. (Zaman anlamı)
        He is in trouble - Başı dertte (Soyut anlam)

Inside: İçinde

  • Fiziksel olarak kapalı bir alanın içerisinde olma durumunu vurgular.
  • Özellikle 'Dışarısı' ifadesinin zıttı olarak kullanılır.
  • Anlam olarak 'in' ile aynı olsa da daha spesifik ve fiziksel durumlarda kullanılır.
  • Inside kullanılan hemen her yerde 'in' kullanabilirsiniz ancak 'in' kullanılan her yerde 'inside' aynı anlamı karşılamaz. Bunun nedeni, 'in' kelimesinin soyut anlamlarda verebilmesinden kaynaklıdır. 'inside' ise özellikle bir şeyin içerisinde bulunma durumunu vurguladığı için soyut anlam taşıyan cümlelerde kullanılamaz.

Örnek cümleler:

        The cat is inside the box. - Kedi kutunun içinde 

        Don't leave your shoes inside the house. - Ayakkabılarını evin içerisinde bırakma.

Bu iki örnekte de 'inside' yerine 'in' kullanılabilir ancak özellikle 'kutu' ve 'ev' sınırlarını belirtmek istediğimiz için daha kesin bir ifade olan 'inside' kullanımı daha doğru olur.

  •  The book is in the bag. Kitap çantanın içinde. (Genel kullanım)
  • The book is inside the bag. Kitap çantanın içinde.('Kitap çantanın iç kısmında' gibi kapalı bir alanda olduğunu vurgulamak için kullanıldığı yorumunu çıkarabiliriz.)

Within: İçinde

  • Sınırları en keskin olan 'içinde' ifadesidir. Hem fiziksel hemde soyut sınırları ifade etmek için kullanılır. Sınırlar dahilinde belirli bir mesafe, zaman aralığı gibi durumları belirtmek istersek 'within' bunun için en uygun olanıdır.
  • Yine 'within' kullanılan birçok yerde 'in' de kullanılabilir ama bu defa aradaki anlam farkı çok fazla olacaktır.
Örnek cümleler: 

  • Stay within the park. - Parkta kal. ('Parkın sınırları içerisinde kal, dışarıya çıkma' gibi bir anlama gelir. Küçük bir çocuğa ikazda bulunduğunuzu düşünün.)
  • Stay in the park. - Parkta kal. (Genel bir söylemi ifade eder. Örneğin sizi bekleyen arkadaşınıza, parkın çevresinde kal, geliyorum, gibi bir mesaj vermek için kullanılır.)

  • I will finish this within ten minutes. - Bunu on dakika içinde bitireceğim. (En geç on dakika içinde bitireceğim)
  • I will finish in ten minutes. - Bunu on dakika içinde bitireceğim. (Yaaani, on dakikada bitmeye de bilir...)
in-inside-within özet tablo
in-inside-within özet tablo


    Bir diğer kelime gurubumuz 'üzerinde' anlamına gelen kelimeler. Yukarıdaki anlam ilişkilerini anladıysanız, bundan sonrası size çok daha basit gelecektir.

On: Üzerinde

  • Bir şeyin başka bir şeyin üzerinde, temas ederek bulunduğu durumlarda kullanılır.
Örnek cümleler:
  • The book is on the table. - Kitap masanın üzerinde
  • There is a sticker on the laptop. - Laptobun üzerinde bir sticker var.
  • The cat is sleeping on the carpet. - Kedi halının üzerinde uyuyor.

Over: Üzerinde

  • Yine bir şeyin başka bir şey üzerinde olduğunu belirtir ancak bu defa temas yoktur. 
  • Hareket veya 'örtme' anlamları taşıyabilir.
  • 'daha fazla, aşırılık, aşma' anlamları vermek içinde kullanılabilir.
Örnek cümleler:

  • The plane is flying over the city. - Uçak şehrin üzerinden uçuyor. (Temas yok, hareket var)
  • She jumped over the fence. - Çitin üzerinden atladı. (Temas yok, hareket var)
  • Put a blanket over the bed. - Yatağın üzerine bir battaniye ört. (Burada battaniye yatağa temas ediyor ama yatağın bir kısmını kaplaması durumu söz konusu olduğu için 'on' yerine 'over' kullandık)
  • This movie is for people over 18. - Bu film 18 yaş üzeri içindir. (Burada 'over' kelimesinin verdiği anlam 'üzeri,aşırı' olarak karşımıza çıkıyor)
  • The temperature is over 30C. - Sıcaklık 30C'nin üzerinde.(Yine aşırılık anlamı vermek için kullandık)

Above: Üzerinde

  • Bu defa bir şeyin daha yüksekte olduğunu belirtmek için 'above' kullanımına bakacağız. 'over' ile kurduğumuz cümlelerde dikkat ettiyseniz eğer hep bir hareket var. Atlamak,uçmak gibi.. 'above' kullanımda yine bir mesafeden bahsediyoruz ama bu defa genellikle sabit konumları ifade eder. 
  • Bir standartın, değerin veya sınırın üzerinde olmak gibi soyut durumlarda da kullanılabilir.

Örnek cümleler:

  • The clock is above the door. - Saat kapının üzerinde. (Hareket yok, arada mesafe var)
  • The stars are shining above us - Yıldızlar üzerimizde parlıyor. (Hareket yok, arada mesafe var)
  • Her grades are are above average. - Notları ortalamanın üzerinde. (Soyut kavram için kullanımı)
  • Family is above everythink else - Aile her şeyin üzerindedir. (Soyut kavram için kullanımı)
  • He thinks he is above the law. - Kendini yasanın üzerinde görüyor. (Soyut kavram için kullanımı)


Karşılaştırma tablosu

At: -de,-da (Belirli bir noktada):

    Şu ana kadar listenin ilk altı ögesini öğrendik. Şimdi sırada tıpkı 'in' gibi bir çok farklı anlama gelebilen 'at' kelimesinin yer edatı olarak kullanımına bakalım.

  • Hem tam olarak bulunan konumu belirtmek için kullanılabildiği gibi, bir yerin yakınlarında olma durumunu da ifade edebilir. Aradaki farkı ise konuşmanın akışına göre anlamak oldukça kolaydır. 
  • Bir etkinlikte veya yerde olma durumlarında rahatlıkla kullanılabilir.
Örnek cümleler:

  • I am at home. - Evdeyim. (Tam olarak konum belirtiyor)
  • She is at the door. - O kapıda. (Tam olarak konum belirtiyor)
  • The kids are at the school.- Çocuklar okulda. (Tam konum belirtiyor)
  • We are at he party.- Partiteyiz. (Bir etkinlikte veya yerde olma)
  • She is at the work now.- Şu anda işte.(Bir etkinlikte veya yerde olma)
  • I am at the bus stop.- Otobüs durağındayım.(Burada durakta olabileceğimiz gibi durak yakınlarında olduğumuzu da söylüyor olabiliriz)
  • He is at the bank.- O bankada. (Bankanın içinde veya yakınlarında olabilir. 

    Aslına bakarsanız bu örneklerde kullanılan 'at' edatları birbirlerine çok yakın anlamlar barındırıyorlar.Yer edatı olarak çok fazla anlam çeşitliliği olmadığı için 'at' kullanımı anlamak ilk altı örnekten daha kolay.

Between / Among : Arasında

    Her ikisi de arasında anlamına gelen bu kelimelerin kullanım yerleri oldukça kolay. 'Between' iki şeyin arasında, 'Among' ise ikiden fazla şeyin arasında olma durumlarında kullanılır.

Örnekler:

  • The ball is between the boxes. - Top kutuların arasında.(İki kutu arasına)
  • The ball is among the boxes. - Top kutuların arasında. (Birçok kutunun arasında)
  • She is sitting between John and Mary. - O John ve Mary'nin arasında oturuyor.
  • She is sitting among her friends.- O arkadaşlarının arasında oturuyor.
  • The cat is hiding between the car and the wall. - Kedi araba ve duvar arasında saklanıyor.
  • The cat is hiding among trees. - Kedi ağaçların arasında saklanıyor.


Under / Below : Altında 

    Anlamları aynı olsa da bu iki kelimenin kullanım yerleri birbirinden farklıdır. 'Under' bir şeyin doğrudan altında olduğunu ve fiziksel temas veya örtünme durumunu ifade eder. Bunların yanı sıra kontrol, etki veya süreç belirten  mecazi anlamlarda da oldukça sık kullanılır. 

Örnekler:

  • The cat is under the table. - Kedi masanın altında. (Tam altında)
  • She hid the keys under the pillow.- Anahtarları yastığın altına sakladı.(Tam altında ve tamamen örtülü)
  • The submarine is under water. - Denizaltı suyun altında. 
  • The shoes are under the bed.- Ayakkabılar yatağın altında. 
  • The dog is sleeping under the blanket.- Köpek battaniyenin altında uyuyor.
  • He works under pressure. - O baskı altında çalışıyor. (Mecazi kullanım)
  • She is under stress.-  O stres altında.(Mecazi Kullanım)
    'Below' ise bir şeyin daha düşük bir seviyede olduğunu belirtir. Arada belirli bir mesafe olması yeterlidir. Fiziksel bir temas veya örtünme gibi durumlar aranmaz yani sadece genel bir konum belirtir. Diğer bir kullanımı ise ölçümler, rakım veya sıcaklık gibi durumlardır. 

Örnekler:

  • The temperature is below zero. - Sıcaklık sıfırın altında.
  • Write your name below the line.- Adını çizginin altına yaz. 
  • The valley is below the mountain. - Vadi dağın altında.
  • Her grades are below avarage.- Notları ortalamanın altında.
  • The plane is flying blelow the clouds.- Uçak bulutların altında uçuyor.
  • Please read the notes below.- Lütfen aşağıdaki notları okuyun.
  • The piece is below $10. - Fiyat on doların altında.
    Buraya kadar olan yer edatları, birden fazla kullanım alanı olan ve karşılaştırmalı olan edatlardı. Listenin geri kalanında bulunan edatlar, sadece kendi anlamlarıyla kullanılıyor. Her hangi bir açıklamaya gerek yok. Kısacası geri kalan edatların anlamını öğrenmeniz, kullanmanız için yeterli olacaktır.

Outside: Dışında/dışarıda:

  • The children are playing outside.- Çocuklar dışarıda oynuyor.
  • Please wait outside the room. - Lütfen odanın dışarısında bekle.
  • There is a tree outside the window.- Pencerenin dışında bir ağaç var.
  • It's cold outside. - Dışarısı soğuk.
  • She left her shoes outside.- Ayakkabılarını dışarıda bıraktı.

Next to: Yanında/Bitişiğinde:

  • The bank is next to the post office.- Banka postanenin yanında.
  • She is sitting next to me.- O benim yanımda oturuyor.
  • The cat is sleeping next to the dog.- Kedi, köpeğin yanında uyuyor.
  • The keys are next to the phone.- Anahtarlar telefonun yanında.
  • The bus stop is next to the hospital.- Otobüs durağı hastanenin yanında.


Behind: Arkasında

  • The car is behind the house.- Araba evin arkasında.
  • The sun is behind the clouds.- Güneş bulutların arkasında.
  • The book is behind the box.- Kitap kutunun arkasında.
  • The garage is behind the building.- Garaj binanın arkasında.
  • The keys are behind the door.- Anahtarlar kapının arkasında.
In front of: Önünde

  • The car is in front of the house.- Araba evin önünde
  • She is standing in front of the mirror.- O aynanın önünde duruyor.
  • The bus stop is in front of the school.- Otobüs durağı okulun önünde.
  • The tree is in front of the window.- Ağaç pencerenin önüde.
  • The dog is lying in front of the fireplace.- Köpek şöminenin önünde uzanıyor.

Near: Yakınında

  • The school is near the park.- Okul parkın yakınında.
  • She lives near the city center. - O şehir merkezine yakın yaşıyor.
  • The restaurant is near the beach.- Restoran plajın yakınında.
  • The supermarked is near my house.- Süpermarket evimin yakınında.
  • The book is near the lamp.- Kitap lambanın yakınında.

Opposite: Karşısında

  • The bank is opposite the post office.- Banka postanenin karşısında.
  • She is sitting opposite me.- O benim karşımda oturuyor.
  • The hotel is opposite the beach.- Otel sahilin karşısında.
  • The tree is opposite the street.- Ağaç caddenin karşısında.
  • The restaurant is opposite the brige.- Restoran köprünün karşısında.

Around: Etrafında/civarında

  • The children are running around the tree.- Çocuklar ağacın etrafında koşuyor.
  • The car is walking around the park.- Kedi parkın etrafında yürüyor.
  • There are flowers around the garden.- Bahçenin etrafında çiçekler var.
  • The kids are playing around the playground.- Çocuklar oyun alanının etrafında oynuyor.
  • The birds are flying around the mosque.- Kuşlar caminin çevresinde uçuyor.


    Buraya kadar geldiyseniz tebrikler. İngilizcede bulunan on sekiz yer edatını öğrendiniz demektir. Peki bütün yer edatları bu kadar mı ? Tabi ki hayır. Bu listede yer alan yer edatları, özellikle in-on-at, çok sık kullanılan ve sürekli karşınıza çıkacak olan edatlar. Bunlara ek olarak bu listeyi çok fazla uzatmak mümkün ancak şimdilik burada bırakalım. İngilizce öğrenmeye yeni başlayan birisi için başlangıçta bunları öğrenmek yeterli olacaktır. Yine de aranızda merak edenler varsa diğer yer/hareket edatlarının listesine bu linkten 👈 ulaşabilir. Herkese iyi çalışmalar.

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Ad Code

Responsive Advertisement