İNGİLİZCEDE EN SIK KULLANILAN DÜZENSİZ FİİLLER

İngilizcede en sık kullanılan düzensiz fiiller

    

    Buraya geldiğinize göre İngilizce past tense 👈 konusunu tamamlamak üzeresinizdir demektir. Burada İngilizcede en sık kullanılan düzensiz fiillerin ikinci ve üçüncü hallerini bulabilirsiniz. Bu fiilleri öğrenmenin herhangi bir pratik yolu veya fiillerin kendi içinde bir düzeni yok. Adı üzerinde 'düzensiz fiiller'. Başlangıçta zor gelse de emin olun bu fiiller o kadar sık kullanılıyor ki öğrenmeme şansınız yok. Yine de aşinalık kazanmak amacıyla başlangıçta ezberleyebildiğiniz kadar fazla ezberlemenizi tavsiye ederiz. 

⭐Birinci, ikinci, üçüncü (bütün halleri aynı olan) halleri aynı olan düzensiz fiiller :

• Bet - bet - bet : bahse girmek 
• Burst - burst - burst :patlamak, infilak etmek
• Cast - cast - cast : atmak, fırlatmak, rol vermek
• Cost - cost - cost :mal olmak, fiyatı olmak
• Cut - cut - cut : kesmek
• Fit - fit - fit : uymak, yakışmak
• Hit - hit - hit :vurmak, çarpmak
• Hurt - hurt - hurt : incitmek, acıtmak
• Let - let - let : izin vermek
• Put - put - put : koymak, yerleştirmek
• Quit - quit - quit :bırakmak, vazgeçmek
• Set - set - set :kurmak, ayarlamak, batmak (güneş)
• Shed - shed - shed :dökmek (gözyaşı, kan, tüy vb.)
• Shut - shut - shut :kapatmak
• Split - split - split : bölmek, ayırmak, çatlamak
• Spread - spread - spread : yaymak, sermek

⭐İkinci ve üçüncü halleri farklı olan fiiller:

• Arise - arose - arisen : ortaya çıkmak, doğmak
• Awake - awoke - awoken : uyanmak
• Be - was/were - been : olmak
• Bear - bore - born : doğurmak, taşımak, katlanmak
• Beat - beat - beaten : vurmak, dövmek
• Become - became - become : olmak, haline gelmek
• Begin - began - begun : başlamak
• Bend - bent - bent : bükmek, eğmek
• Bind - bound - bound : bağlamak, ciltlemek
• Bite - bit - bitten : ısırmak
• Bleed - bled - bled : kanamak
• Blow - blew - blown : esmek, üflemek
• Break - broke - broken : kırmak
• Breed - bred - bred : üremek, yetiştirmek
• Bring - brought - brought : getirmek
• Build - built - built : inşa etmek
• Burn - burnt/burned - burnt/burned : yanmak, yakmak
• Buy - bought - bought : satın almak
• Can - could - could : yapabilmek, edebilmek
• Catch - caught - caught : yakalamak
• Choose - chose - chosen : seçmek
• Cling - clung - clung : yapışmak, sarılmak
• Come - came - come : gelmek
• Creep - crept - crept : sürünmek, yavaşça ilerlemek
• Deal - dealt - dealt : uğraşmak, ele almak, dağıtmak (kart)
• Dig - dug - dug : kazmak
• Do - did - done : yapmak
• Draw - drew - drawn : çizmek, çekmek
• Dream - dreamt/dreamed - dreamt/dreamed : rüya görmek
• Drink - drank - drunk : içmek
• Drive - drove - driven : sürmek (araç)
• Eat - ate - eaten : yemek yemek
• Fall - fell - fallen : düşmek
• Feed - fed - fed : beslemek
• Feel - felt - felt : hissetmek
• Fight - fought - fought : dövüşmek, kavga etmek
• Find - found - found : bulmak
• Flee - fled - fled : kaçmak
• Fling - flung - flung : fırlatmak
• Fly - flew - flown : uçmak
• Forbid - forbade - forbidden : yasaklamak
• Forget - forgot - forgotten : unutmak
• Forgive - forgave - forgiven : affetmek
• Freeze - froze - frozen : donmak, dondurmak
• Get - got - gotten/got : almak, elde etmek, ulaşmak
• Give - gave - given : vermek
• Go - went - gone : gitmek
• Grind - ground - ground : öğütmek, bilemek
• Grow - grew - grown : büyümek, yetiştirmek
• Hang - hung - hung : asmak (nesne)
• Have - had - had : sahip olmak
• Hear - heard - heard : duymak
• Hide - hid - hidden : saklamak, saklanmak
• Hold - held - held : tutmak

• Keep - kept - kept : tutmak, saklamak

• Kneel - knelt/kneeled - knelt/kneeled : diz çökmek

• Know - knew - known : bilmek

• Lay - laid - laid : yatırmak, sermek  

• Lead - led - led : yönetmek, önderlik etmek  
• Lean - leant/leaned - leant/leaned : yaslanmak, eğilmek
• Leap - leapt/leaped - leapt/leaped : sıçramak, atlamak

• Learn - learnt/learned - learnt/learned : öğrenmek

• Leave - left - left : ayrılmak, terk etmek, bırakmak

• Lend - lent - lent : ödünç vermek  
• Lie - lay - lain : yatmak (insan/hayvan)
• Light - lit/lighted - lit/lighted : yakmak, aydınlatmak
• Lose - lost - lost : kaybetmek
• Make - made - made : yapmak, üretmek
• Mean - meant - meant : anlamına gelmek, kastetmek
• Meet - met - met : tanışmak, buluşmak
• Mislead - misled - misled : yanıltmak, yanlış yönlendirmek
• Mistake - mistook - mistaken : yanılmak, hata yapmak
• Mow - mowed - mown/mowed : çim biçmek
• Overtake - overtook - overtaken : sollamak, yetişmek
• Pay - paid - paid : ödemek
• Plead - pled/pleaded - pled/pleaded : yalvarmak, savunmak
• Prove - proved - proven/proved : kanıtlamak, ispatlamak
• Read - read - read : okumak
• Rebuild - rebuilt - rebuilt : yeniden inşa etmek
• Rid - rid/ridded - rid/ridded : kurtulmak
• Ring - rang - rung : çalmak (zil, telefon)
• Rise - rose - risen : yükselmek, kalkmak
• Run - ran - run : koşmak
• Saw - sawed - sawn/sawed : testere ile kesmek
• Say - said - said : söylemek
• See - saw - seen : görmek
• Seek - sought - sought : aramak, araştırmak
• Sell - sold - sold : satmak
• Send - sent - sent : göndermek
• Shake - shook - shaken : sallamak, titremek
• Shine - shone/shined - shone/shined : parlamak
• Shoot - shot - shot : ateş etmek, vurmak (silahla)
• Show - showed - shown/showed : göstermek
• Shrink - shrank/shrunk - shrunk/shrunken : çekmek, küçülmek
• Sing - sang - sung : şarkı söylemek
• Sink - sank/sunk - sunk/sunken : batmak
• Sit - sat - sat : oturmak
• Sleep - slept - slept : uyumak
• Slide - slid - slid/slidden : kaymak
• Smell - smelt/smelled - smelt/smelled : kokmak, koklamak
• Speak - spoke - spoken : konuşmak
• Speed - sped/speeded - sped/speeded : hızlanmak
• Spell - spelt/spelled - spelt/spelled : hecelemek
• Spend - spent - spent : harcamak (zaman, para)
• Spill - spilt/spilled - spilt/spilled : dökmek, saçmak

• Spin - spun - spun : dönmek, döndürmek

• Spit - spat - spat : tükürmek

• Spread - spread - spread : yaymak, sermek  
• Spring - sprang/sprung - sprung : fırlamak, sıçramak
• Stand - stood - stood : ayakta durmak
• Steal - stole - stolen : çalmak
• Stick - stuck - stuck : yapışmak, takılmak
• Sting - stung - stung : sokmak (arı vb.)
• Stride - strode - stridden : uzun adımlarla yürümek
• Strike - struck - struck/stricken : vurmak, çarpmak, greve gitmek
• String - strung - strung : dizmek, germek
• Swear - swore - sworn : yemin etmek, küfretmek
• Sweep - swept - swept : süpürmek
• Swim - swam - swum : yüzmek
• Swing - swung - swung : sallanmak, sallamak
• Take - took - taken : almak
• Teach - taught - taught : öğretmek
• Tear - tore - torn : yırtmak
• Tell - told - told : söylemek, anlatmak
• Think - thought - thought : düşünmek
• Throw - threw - thrown : atmak, fırlatmak
• Understand - understood - understood : anlamak
• Upset - upset - upset : üzmek, rahatsız etmek
• Wake - woke - woken/waked : uyanmak, uyandırmak
• Wear - wore - worn : giymek
• Weep - wept - wept : ağlamak
• Wet - wet/wetted - wet/wetted : ıslatmak
• Win - won - won : kazanmak
• Wind - wound - wound : kurmak (saat vb.), sarmak
• Withdraw - withdrew - withdrawn : geri çekmek, para çekmek
• Wring - wrung - wrung : burkmak, sıkmak
• Write - wrote - written : yazmak