![]() |
İngilizce sıfatlar |
Sıfatlar konuşma zenginliği için, farkında olarak yada olmayarak, çok sık kullanılan kelimelerdir. Nesneleri, kişileri ve durumları niteleyen oldukça fazla sıfat vardır. Sadece sıfatları listelemek istesek binlerce kelimelik bir liste elde etmek mümkün. Bu dersimizde sıfatlar konusun genel hatlarıyla öğrenilebilmesi için bir kaç farklı başlıkta farklı örneklerle sıfatları göreceğiz ve dikkat edilmesi gereken birkaç noktaya değineceğiz.
Basit örnekler:
She is happy. - O mutlu.
She is a happy child. - O mutlu bir çocuk.
She is a happy little child. - O mutlu küçük bir çocuk.
She is a happy little cute child. - O mutlu, küçük, tatlı bir çocuk.
Görülebildiği üzre sıfatlarla cümle kurmak oldukça basit ve sadece bir sıfatla yetinmek zorunda değiliz. Yukarıdaki cümlelerin gramer yapısı neredeyse Türkçe ile bire bir aynı. En bariz fark, Cümlede ne kadar fazla sıfat olursa olsun sayı sıfatının en başa yazılması.
She is happy little cute a girl . ✖ Bu tür bir kullanım yanlış olacaktır. Sayı sıfatı her zaman en başa yazılır.
She is a happy little cute girl. ✔
Olumsuz ve soru cümleleri yapılarını daha önce birçok kez anlatık ama ilk derslerde olduğumuzu göz önünde bulundurarak tekrar birer örnek verelim. Olumsuz cümle yapmak için her zaman olduğu gibi yardımcı fiilin yanına 'not' eklemek yeterli oluyor.
She is not happy.- O mutlu değil. - Ve özellikle vurgulamak istemiyorsak 'not' kelimesini kısaltarak yazıyoruz ve söylüyoruz.
She isn't happy. - O mutlu değil. - Soru cümleleri için yardımcı fiili cümle başına yazıyoruz.
Is she happy ? - O mutlu mu ?
- This is a yellow flower. - Bu sarı bir çiçek.
- He is a smart student. - O zeki bir öğrenci.
- There is a colorful rainbow in the swky. - Gökyüzünde renkli bir gök kuşağı var.
Ölçü bildiren sıfatlar:
- Big - Büyük
- Small - Küçük
- Long - Uzun
- Short - Kısa
- Tall - Uzun
- Wide - Geniş
- Narrow - Dar
- Heavy - Ağır
- Light - Hafif
- Deep - Derin
- Shallow - Sığ
- High - Yüksek
- Low - Alçak
- This is a big house. - Bu büyük bir ev.
- She has a small bag. - Küçük bir çantası var.
- The river is very long. - Nehir çok uzun.
- There is a short shirt in the drawer. - Çekmecede kısa bir tişört var.
- That building is tall. - Şu bina uzun.
- The road is wide. - Yol geniş.
- This is a narrow street. - Bu dar bir cadde.
- The box is heavy. - Kutu ağır.
- The feather is light. - Tüy hafif.
- The ocean is very deep. - Okyanus derin.
- The pool is shallow. - Havuz sığ.
- The mountain is high. - Dağ yüksek.
- The table is low. - Masa alçak.
Buraya kadarki bütün örneklerde sıfatları niteledikleri nesnelerden önce kullandık 'büyük ev / küçük çanta' gibi. Ancak bu nesnelerin ne kadar büyük veya küçük olduğunu belirtmemiz gerekirse bu defa sıfatları ölçü biriminden sonra yazıyoruz. Örneklerle açıklayalım.
- The table is two meters long. - Masa iki metre uzunluğundadır.
- The wall is three meters high.- Duvar üç metre uzunluğundadır.
- The box is ten kilograms heavy.- Kutu on kilo ağırlığındadır.
- The pool is one meter deep. - Havuz bir metre derinliğindedir.
- The shelf is eighty centimeters wide. - Raf seksen santimetre genişliğindedir.
Sıfatları pekiştiren sıfatlar:
Sıfatlarla belirtilen özellikleri daha belirgin ve vurgulu hale getirmek için kullanabileceğimiz bazı pekiştirme sıfatları da bulunmakta. Bunların içinde en meşhur olanı, yukarıdaki birkaç ördekte de görebileceğiniz 'very' sıfatıdır. Bu sıfatlara 'derece sıfatları' da denilmektedir.
- Very - Çok - En yaygın kullanılan pekiştirme sıfatlarından birisidir. Sıfatın anlamını genel olarak güçlendirir.
- Really - Gerçekten, sahiden - Tıpkı 'very' gibi anlamı güçlendirir ama biraz daha informal ve samimi bir tona sahiptir.
- Extremely - Aşırı derecede, son derece - Sıfatın anlamını çok güçlü bir şekilde pekiştirir. Özellikle güçlü duyguları ve uç noktaları ifade eder.
- Incredibly - İnanılmaz, inanılmaz bir derecede - Sıfatın anlamını olağanüstü bir seviyede vurgular. Şaşkınlık ve hayranlık durumlarında sık sık kullanılır.
- Quite - Oldukça, bayağı - 'very' den bir derece aşağı yerleştirebiliriz. 'very' kadar güçlü olmasa da sıfatın derecesini belirgin şekilde arttırır.
- Pretty - Oldukça, bayağı - Pekiştirme derecesi 'quite' ile aynıdır ama informal ve samimi konuşmalarda tercih edilir.
- Absolutely - Kesinlikle, tamamen - Sıfatın anlamını tam ve eksiksiz hale getirir.
- Completely - Tamamen, bütünüyle - Sıfatın anlamını tam ve eksiksiz hale getirir.
- Totally - Tamamen, bütünüyle - 'Completely' ile aynı işleve sahip ama informal ve samimi konuşmalarda tercih edilir.
Örnek cümleler:
- This coffe is very hot - Bu kahve çok sıcak.
- She is very kind person - O çok nazik bir insan.
- This movie is very interesting - Bu film çok ilginç.
- He is really tall - O gerçekten uzun boylu.
- This cake is really delicious - Bu kek gerçekten lezzetli.
- Are you really sure ? - Gerçekten emin misin ?
- It is extremely cold outside - Dışarısı aşırı derecede soğuk.
- The situation is extremely dangerous - Durum son derece tehlikeli.
- The view from the top is incredibly beautiful - Tepeden manzara inanılmaz derece güzel.
- He is incredibly talented - O inanılmaz derecede yetenekli.
- It's quite warm today - Bugün oldukça sıcak.
- She is quite intelligent - O oldukça zeki.
- The book is quite interesting - Kitap oldukça ilginç.
- She is pretty good at playing the piano - O piyano çalmakta oldukça iyi (Good at : Bir konuda iyi olmak)
- This dress is pretty expensive - Bu elbise oldukça pahalı.
- The weather is pretty nice - Hava oldukça güzel.
- That's absolutely perfect - Bu kesinlikle mükemmel.
- It's absolutely necessary to finish this today - Bunu bugün bitirmek kesinlikle gerekli
- I'm absolutely sure about it - Bundan kesinlikle eminim.
- I am completely exhausted - Tamamen bitkinim.
- That's completely wrong - Bu tamamen yanlış.
- They are totally different - Onlar tamamen farklı.
- I am totally confused - Tamamen kafam karıştı.
- This is totally amazing! - Bu tamamen inanılmaz !
Bazı sıfatlar çok sık birbirine karıştırılır. Özellikle -ed ve -ing sıfatları aynı kök kelimelerden geldikleri için yeni öğrenenler için kafa karışıklığına neden olabilir. Bunların yanı sıra yazılış olarak birbirine yakın olanlarda aydı derecede birbirine karıştırılabilmektedir.
Sıklıkla birbirine karıştırılan İngilizce sıfartlar :
Bored / Boring
Bored : Sıkılmış (kişi)
Boring : Sıkıcı
I am bored : Sıkıldım.
This is a boring game : Bu sıkıcı bir oyun.
Interested / Interesting
Interested : İlgi duyan kişi için
Interesting : İlgi çeken şey/kişi için
She is interested in science : Bilime ilgisi var.
This is an interesting book : Bu ilginç bir kitap.
Farther / Further
Farther: Fiziksel mesafe için.
Further: Soyut anlamda 'daha fazla / ekstra ' gibi anlamlar için
The moon is farther than the sun : Ay, güneşten daha uzat.
We need further information : Daha fazla bilgiye ihtiyacımız var.
Good / Well
Good: Sıfat olarak 'iyi' anlamında kullanılır.
Well: Bir zarftır ve 'iyi bir şekilde' anlamında kullanılır. Ayrıca sağlık durumundan bahsederken de kullanılır.
She is a good singer : O iyi bir şarkcı.
This is a good idea : Bu iyi bir fikir.
She sings well : O güzel şarkı söyler. (İyi bir şekilde söyler)
Are you well ? : İyi misin ? (Sağlık durumunu soran bir soru)
Each / Every
Each ve Every arasındaki farkı anlamak birçok öğrenci için başlarda zor gelir. Bu yüzden vura da biraz açıklayıcı olalım.
Temel fark: Odak noktası
Every (Her, Bütün): Bir grup veya kategori bütün olarak ele alındığında, genel bir ifade yapmak için kullanılır. "Every" kelimesi, grubun tamamına odaklanır ve genellikle genel geçerlilik, tümünü kapsama veya tekrarlama anlamı taşır. Bir bütün fikrini vurgular.
Each (Her biri, Her bir): Bir grup içindeki bireylere tek tek odaklanıldığında, özel ve ayrıntılı bir ifade yapmak için kullanılır. "Each" kelimesi, grubun her bir üyesini ayrı ayrı ele alır ve bireysellik, tek tek ele alma, ayrıntı anlamlarını taşır. Bireysel fikri vurgular.
Bir sınıftaki öğrencileri düşünelim.
Every student in the class is intelligent. (Sınıftaki her öğrenci zekidir.) - Burada "every student" ifadesiyle sınıfın tamamını bir bütün olarak ele alıyoruz ve genel bir yargıda bulunuyoruz. Sınıfın genel olarak zeki öğrencilerle dolu olduğunu ifade ediyoruz. Aralarında istisnaların olması da mümkün veya her öğrencinin aynı derecede zeki olması beklenmez.
Each student in the class received a certificate. (Sınıftaki her öğrenci sertifika aldı.) - Burada "each student" ifadesiyle her bir öğrenciyi tek tek ele alıyoruz ve bireysel bir eylemi vurguluyoruz. Her öğrencinin ayrı ayrı sertifika aldığını belirtiyoruz. Kısaca bahsedilen olgu herkes için ayrı ayrı geçerli.
Big / Large
Big: "Big" kelimesi, günlük konuşma dilinde ve daha samimi ortamlarda çok daha sık kullanılır. İngilizcede "büyük" denildiğinde akla ilk gelen kelime genellikle "big" olur."Big", büyüklüğü genel olarak ifade etmek için kullanılır. Fiziksel büyüklük, önem büyüklüğü, yaş büyüklüğü gibi pek çok farklı anlamda kullanılabilir.
Large : "Large" kelimesi, "big"e göre daha resmi ve belirli durumlar için tercih edilir. Yazılı dilde ve daha resmi konuşmalarda daha sık kullanılır."Large" genellikle "big"den daha büyük, daha geniş, daha hacimli veya daha kapsamlı bir büyüklüğü ifade eder. Daha çok ölçülebilir, sayısal büyüklükler için kullanılır.
This house is very big : Bu ev çok büyük.
He has a big eyes : Onun büyük gözleri var
It's a big problem: Bu büyük bir sorun.
I need a large size : Büyük bedene ihtiyacım var.
She ordered a large coffee : O büyük boy kahve sipariş etti. - Yiyecek/içecek porsiyonların da 'large' kullanılır.
High / Tall
Her ikisi de uzun anlamına gelir ve birbirlerinin yerine sıklıkla kullanılır ancak temel ve doğru kullanımları şu şekilde:
High : Nesnelerin yüksekliği (Bina, dağ)
Tall: İnsan veya dar yapıların uzunluğunu belirtmek için (Ağaç, insan)
A high mountain: Yüksek bir dağ.
A tall man : Uzun bir adam
Last / Latest
Last: Sonuncu (sıra)
Latest: En yeni, güncel
This is my last chance : Bu benim son şansım.
I bought the latest Iphone : En yeni Iphone nu aldım.
Sadece sıfatlar üzerine saatlerce sürebilecek bir ders çıkartmak mümkün ancak şimdilik bu kadar yeterli olacaktır. Burada yer alan kurallar sıfatlar konusunda öğrencilerin birçoğunun takıldığı konular arasından seçilmiştir. Son olarak, -ed ve -ing sıfatlarını ilerleyen derslerde çok daha detaylı bir şekilde ele alacağız. Aralarındaki temel kullanım farkını şu şekilde ayırt edebilirsiniz:
"-ed" insan hisleri, "-ing" nesneler için kullanılır. Bu ipucu ile bu sıfatları gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz.
0 Yorumlar